Yaşamın genel olarak bir “hikmet” dairesinde ilerlediğine çok inanıyorum. Özellikle umulmadık ve ani şeyler gerçekleştiğinde hikmete olan inancım çok daha fazla artıyor.
Belki beş yıl öncesinde haritadaki yerini dahi bilmediğim bir ülkede yaşamaya başlamak da bunlardan biri.
Geçen ay Gazze olayları başladığında, İsviçre özelinde iletişime geçebileceğim kurumların çoğuyla bir şekilde iletişime geçip “ne yapabiliriz?” sorusuna cevap aramaya çalıştım. Ancak kişisel yahut kurumsal sebeplerden çekimser kalmayı ya da beklemeyi tercih ettiklerini söylediler. Bunun arka planı başka bir yazının konusu olabilir belki.
Hemen akabinde o güne kadar hiç tanışmadığım bu grupla bir görüşme yaptık ve “bilgiden bilince bir yol vardır” motivasyonuyla bu konuda seminerlere başlamaya niyet ettik.
Hiç beklemediğimiz yerlerden mekân kiraladık, beklemediğimiz daha pek çok güzel gelişme oldu ve nihayetinde biz dün akşam bu seminer serimizin ilkini gerçekleştirdik, bir sür güzel ve heyecanlı insanla tanıştık.
Burada sadece bu olay üzerinden değil genel olarak tecrübelerim ve gözlemlerim üzerinden bazı tespitlerim olacak:
1. Bir şeyler yapmak isteyen çok vicdan sahibi insan var aslında. Sadece bazen tek ihtiyaç duyulan şey “cesaret” olabilir. Cesaret etmeye cesaret etmek! Rahmetli Malcolm X’in dediği gibi “Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter”
2.
3. “Allaha güvenmenin huzuru” pek çok sorumluluk, vakit sıkıntısı, başına bir şey gelme ihtimali vs.nin en güzel ilacı. Tüm korku ve beklentilerini bir kenara bırakıp sadece yolda olmanın bereketine ve Allah’ın inayetine güvenmek, en net çözüme kavuşturuyor kanaatimce.
Gayret bizden, Tevfik Allah’tan.
S.R.S
12.11.23
Zürich
Yorumlar
Yorum Gönder