YAZ DÖNEMİNİN MOTTOSU ÜSTAD KARAKOÇUN ŞU DİZELERİ OLSUN:
“Biz yangında koşuyu kaybeden atlarız
Biz kirli ve temiz çamaşırları
Aynı zaman aynı minval üzere katlarız
Biz koşu bittikten sonra da koşan atlarız”
12 temmuz
theologische fakultät- grossmünster- bir cumartesi günü
fonda; jasmine tree çalıyor. bu aralar pek bir sevdim.
şöyle söyleyim, okulda sanırım bir kaç hoca dışında kimse yok. öğrencilerin çoğu bölümün ermenistan gezisinde. bense? bir yaz geleneği olarak herkesin tatillerde fıtı fıtı gezdiği zamanlarda okul nöbetini tutarım :D ahhs sakarya ilahiyatın dili olsa da konuşsa. ya da serdivan fikir sanatın.
zürichde ikinci yılı devirirken, aramıza yıllar yıllar girmişken hala peşimi bırakmayan sakarya güzeellemelri :D
neyse düşündüm de, çatı katında boğuşuyorum, hava sıcak, siyah giynimişim, uykum gelmesin diye mateli sıcak çay içiyorum, metot bölümünü iteleyerek götürüyorum, sırtımda acının bilmem kaç faklı tonunu hissediyorum, annemi özlüyorum, gazzeye üzülüyorum ve kudüsü düşlüyorum
duygusal, düşünsel ve fiziksel uçuşları betimlemek içinse epey mesai harcamam gerek buraya. şimdilik onun için vaktim ve enerjim yok :D
neyse hikayenin sonunda bitimsiz bir şükür hissediyor gibiyim. canım dostum ceydanın dediği gibi, şükrümüzün ve hamdimizin elimizden alınmasına izin vermemliyiz. çünkü onu kaybedersek neyimiz kalır??
sabah sulzbachdan eve ters yöne yürüdüm. yeni harika bir rota daha keşettim! el-hamd.
nuri pakdilce bir selam.
11 temmuz
dün srebrrenitsa, bugün gazze!
soykırım unutulmadı ama tekrarlanıyor.
Bugün demolardan tanıştığım ayşe ablayla yeni bir style denedik. Yılda bir kendime yaptığım bu jesti de seviyorum.
Hala tezimin metot kısmında boğuluyorum. Aklındakileri yazıya dökememek ne zor şeymiş.
Camide çalıştım bugün de. Türkiyede de camilerin sosyal hayatın merkezi olması konusunda ivedilikle adım atılmalı. Kadınlar öcü, çocuklar cadı, gençler dinsiz diye diye camiyi belli bir grubun oligarşisine bıraktılar. Canınızı sıakcak ama batıda cami hayatın merkezinde, ve bu cami modeli her şekliyle örnek alınmalı.
Yeni bir gezi planı yapıyoruz. Bu sefer başka bir kıtaya , bakalım hayr olsun.
Göğe savrulan yumruklar zalim gitmedikçe iner mi hiç?
845-Florastrassse
8 TEMMUZ
Arka planda halletmem gereken onca iş, yazılması gereken bir tez, planlanması gereken bir gelecek var. Hepsi için bir şey yapmaya çalışırken sanırım beynim bir kaç haftadır infial etti. kafamın ortasında. bir şerit varmış da kafamı ortadan ikiye kesiyormuş gibi bir his var. o kesilen bölgeden algı ve düşünce geçmiyormuş gibi.
Oturumsal stresler, ekonomik kaygılar, tezsel boğulmalar, doktorasal bilinmezlikler derken tek bir şeye tutunuyorum: YOLA ÇIKARAN İŞARETSİZ BIRAKMAZ VE KESİN OLAN TEK ŞEY; BİR GÜN MUHAKAKK ÖLECEĞİM!
Yorumlar
Yorum Gönder