Disiplinli bir çalışmayla geçen bir kaç aydan sonra, bunun huzurunu her an hissettiğim bir yaz geçirdim. şimdiyse yeni döneme "bismillah" dedik. bakalım neler olacak.... bu dönemin mottosu ise: "iki günü eşit olan ziyandadır" hadisi olsun inşallah...
-şeyh gâlib
6 Şubat
Update
Kurtuba camiinin bahçesini adımlar adılamaz tarifsiz duygular yaşadım. Aktarılaamyacak duygular. “Aman ya Rabbi! Kudüse kavuşsaydım nasıl olurdu acaba” diye düşünmekten kendimi alamadım.
Görmeden özlediğim yerler buralar. Allahım sen Kudüsü, Endülüsü, Mekkeyi, Medineyi ve İstanbulu Koru!♥️🔻
…
1-2 Saat önce Cortobaya geldim. Şuan bir Laundry’de çamaşırlarımı yıkıyorum. Diğer taraftan kısaca Sevillaya özetleyeyim.
İlk gün şehrin eski yeni mahallelerinde arşınlarım, nehir kenarında oturdum, mescide gittim, mümkün mertebe şehrin dokusunu anlamaya çalıştım.
İkinci gün merkezdeki ünlü meydana ve parka gittim.
Parkta otururken yanıma bir abi geldi . Selam verdi. Gözüm hep bir müslüman aradı kaç gündür, seni görünce gelip selam vereyim istedim dedi. Parsiten geliyormuş, öğrencileriyle. Aslen cezayirliymiş. Endülüsün merkezinde fasih arapça konuşmak… bi hayalimizdi. Yüzlerce yıl önce nitelşm o şehrin sokaklarında konuşulan dildi bu. Sonra işbiliyye ulu camine gitim. Çok üzüldüm. Gezmeye ve fotoğraf çekmeye isteğim yolru. Minareye çıkarken biraz daha iyiydim.
Sonra el Cazara gittim. Sarayı çok beğendim. Hele bahçeleri… tavus kuşları ve portakal ağaçları . Var bir cennet hayalimiz..
Sonra mescide gittim. Akabinde yemek için bir yerler aradım ama içime sinen hiçbir yer bulamdım. Nihayetinde bir arap restoranı buldum. Duvarları doğunun renkleriyle döşenmiş. Çok güzeldi.
Sonra tekrar içimde kalmıştı ana meydana gittim. Güneşin batışı, o harika meydan ve bir müzisyen.. sonra yanına gittim tanıştım. İranlıymış. Ruhuma çok çok dokundu.
Ve bu sabah saat 9.30’da Sevilladan Cortobaya geçtim. Yaklaşık 2.5 saat sürdü.
Bakalım bugün neler olacak.
5 Şubat
Kadim adıyla işbiliyye ulu caminin şuan ise sevilla katedralinin bahçesinde bir köşeden yazıyorum. Çok derin bir sancı ve duygu yoğunluğu hissediyorum. Buna benzer bir şeyi Rumi’yi ziyaret ettiğimde ve Süleymaniye’de de yaşamıştım. Ama bu his daha güçlü. Daha yenik. Camide islamdan yana hiç bir iz bırakılmaması… Israrla aramam ama bulamamam. Çok çaresiz hisettirdi. İçim busburuktu. Endülüsden öğrenmem gereken dersleri salim kafayla derleyeceğim. Ama şunu düşündüm. Ne çok dağılmışız ne hızlı unutuyoruz. Trumpun açıklamaları zihnimin arka tarafında davul gibi çalarken, yenilmişlik hissini perçinledi bu tecrübe. Acıdan dirilmeyi öğrenemezsek katbettiğimiz gibi kaybetmeye devam edeceğiz.
O gün endülüsde yaşanan kıyımlara, bosnada, doğu türkistanda, gazzede, eritrede yaşandı ve yaşanıyor. Yaşanmayada devam etmemesi için tarihi ibret nazarıyla romantizm ve çeşitli hamasatlerin ötesinde eleştirel bir nazarıyla okuma görevimiz var.
Neyse yürümeye devam edeyim, belki ayağıma kudüs gücü gelir.
4 Şubat
Sevilla yahut kadim adıyla İşbiliyye’den selamlar..Bu sabah saat 08.50’ de Barcelonadan Sevillaya uçağım vardı. 12.00 civarı eve eşyalarımı bıraktım ve şehri keşfe çıktım. Nehir/ dere kenarından soluklanırken yüzümü güneşe döndüm ve çokça şükrettim.
Şimdiye kadar ne yazık i Sevilla bana İşbiliyye’ye dair bir şey hissettirmedi. Bunun için üzgünün. Bir medeneyitten geriye ne kalmazın cevabı adeta Sevilla. Bakalım yarın kadim adıyla işbiliyye ulu camii ve el kasrı yakinen gördüğümde ne hissedeceğim!
2 Şubat
Barcelondan selamlar…
Sabah 9.30 civarı zürichden havalanan uçak, 11.15 civarında Barcelonaya varmıştı. Gökyüzü pamuk tarlası gibiydi. Bir süre isviçrenin heybetli dağlarının bulutlar arasından nasıl süzüldüğünü izledim hayran hayran. Bulut tarlasındaki dağ adacıkları adını koydum. Barcelona güzel şehir. Bir - iki gün daha kalınsa tine gezecek yerler bulunurdu. Ama ben tadında bıraktığım işin memnunum!🇪🇸👋
31 Ocak
Saat 09.05
Paris - Zürich trenindeyim.
Yaklaşık 5 saatlik bir tren yolculuğu olacak.
Genel paris gözlemlerim:
1. Abartı değilmiş, özellikle paris metroları hakkaten kokuyor.
2. Fransızca konusunda o kadar keskin ve aşılmaz değiller. Yani konuşmaya fransızca başlıyorlar ama ingilizce konuşmak istediğini söylediğinde pekala konuşuyorlar. Sonuçta o kadar turist geliyor, bu duvarın aşılmaması anormal olurdu.
3. Benzerlik kurduğum bir nokta, yayalar genelde beklemeden kırmızı ışık yanarken geçiyor. Buna baya güldüm.
4. Çok fazla yabancı gördüm. Özellikle kuzey afrikalı göçmen sayısı çok çok fazlaydı. Sömürgecilik geçmişlerinden dolayı gayet normal bir durum bu da. Umarım bu geçmişle hesaplaşıyorlardır kendi içinde.
5. Ucuz bir şehir değil.
6. Müslüman sayısı, mescid sayısı epey fazla.
7. Ulaşım ağını biraz karışık buldum. Özellikle metro istasyonlarını.
8. Tatlıları çok çok güzel.
9. Özellikle Latin Mahallesindeki o bohem havayı çok sevdim. Zamanın entellektüellerinin neden oralarda vakit geçirdiğini daha iyi anladım.
10. İnsanlar genelde güler yüzlü ve iletişime açıktı.
11. Yaklaşık 3-4 gün şehir için yeterli diye düşünüyorum.
12. Fransızcayı duydukça sevmeye başladım sanırım. Ama hala zor bir dil olduğunu düşünüyorum.
13. Güvenlik konusunda endişelerim vardı, ama şükür sorunsuz geçti. Zaten tursitik merkezde çokça polis, güvenlik vs gördüm.
14. Güzel bir şehir, ama neden o kadar romantize edildiğini pek anlayamadım.
15.Teşekkürler✌️🍉
28 Ocak
Hamd O’na mahsustur. Bir rüyam daha gerçekleşmedi. Gerçekleşmeyen hayallerimde buldum ben O’nu. İman ettim Özgür Kudüs’e saklanıyor dualarımın icabeti. Ama durmak yok, yılmak yok, yıkılmak yok. Zalimin zulmü var olduğu müddetçe, diri bir direnişimiz olacak. Deport etmeler, vize vermemeler, göz altları vs… bu miraç hüzünlüydük. Ve sevinçliydik. Zira Gazze umudu vahdetti bize. İnanca olan ahdimizi tazeledi. Beldelerimiz hür ve aziz olana dek❤️🩹✌️
Şuan Paris’deyim. Yeni açılımlar yapıyorum. Pakdil’i de heybemde getirdim🇵🇸
19 ocak
update:
ateşkesin olduğu haberi geldi. elhamdulillah. şükür şükür. sen ne güzel öğretmensin bize gazze! böyle bir anda en çok eksikliğini çektiğim şey şöyle yürekten tekbir getirip sarılıp ağlayacağım kimseler.... olsundu... ben size sarılmayı umduğum günün sevincine sarılıyorum sevgili gazze halkı... çok yaşayın! var olun! daha da köklü dirilin! dirilişinizin bir muştu olsun aleme... sizi tanımadan özlüyorum..
bugün ateşkesin sabah saatlerinde başlaması gerekiyordu. Ama Allahın belası şerefsizler ateşekese uymadılar. Ceasefire? "Netanyahu says a ceasefire in Gaza will not begin until Hamas releases the names of the captives who will be freed in the first phase of a captives-and-prisoners exchange deal." https://www.aljazeera.com/news/liveblog/2025/1/19/live-countdown-to-ceasefire-in-gaza-as-israel-continues-attacks
yıkılasın enkazını göreyim
16 Ocak
15 Ocak 2025 tarihi bir gün .7 ekim 2023'den beri süregelen soykırımın ateşkesle nihayete erdiği tarih... olarak düşünüp çok mutlu olmuştum. ilk defa sevinçten gözyaşları dökmüştüm uzun bir zaman sonra. gel görki, Allahın belasız şerefsizler ateşkes sevincini kutlayan insanların üzerine ateş açarak onlarca kardeşimizi daha şehid etti. haritadan silinmedikçe belderimize huzur gelmeyecek bir kanser hücresinden bahsediyorum. yıkılasın, enkazını göreyim. sana ülke diyenin yüzüne tüküreyim.
12 Ocak
Bugün Rabije'ye gittim. Arnavut arkaddaşım. Tanışalı yeniye, muhabbetler eskiye dayanıyor. Yaşaasaın sevgimiz bizim! Yaşasın İslam!
11 Ocak
Boğulmalı, sancılı, stresli günler geçiriyorum. Bir yandan da güzel bir haber bekliyorum. Ya bu sefer alnımı orada secdeye koyabilirsem heycanı beni dinç ve diri tutuyor. 10 gün içinde düzenlemem gereken 2 feedback revision ve bir essay review var. Hamdullulah. Yokluktan buralara geldik. Sancımaların nimete dönüşeceğini bilmek katlanılabilir kılıyor. Uğruna cefa çektiğin, adımladığın, ağrılar çektiğin, daha az sosyal yaşadığın, daha sağlıksız yaşadığın bir dönemi tek çekilebilir kılan; bunu daha büyük bir amaca hizmet edeceği inancıdır.
Şuan Grossmünster'deyım. Günlerden cumartesi. Herkes keyifli tatillerinde. Okul boş. Bense aşağıda da fotoğrafı olan Nasr'ın review ettiğim bir makalesinin son düzenlemelerini yapıyorum. Kalın'ın beslendiği havzada yüzüyorum. Ve kendi ilgim ile mezc ediyorum. Yoruluyorum ever, ama iyiyim şükür.
Kalk KUDÜSE gidelim Sevgilim....
4 ocak
ben bugün bu fotoğrafa bakıp dakikalarca ağladım. yürüdüğüm yolu benden önce yürümüş insanların olduğunu bilmek çok güzel. yolumun hep güzel insanlara çıkması çok güzel. ilim talep etmek çok güzel. yürüdüğün yolu aydınlatan kandillerin kaynağı çok güzel. okuduklarımın tek bir hakikati anlamak için olduğunu bilmek çok güzel. izinden yürüdüğüm insanlar çok güzel. Allah'ım sen çok güzelsin.
23 aralık
Teorik olarak dönem bitti. Bir dönem daha bitti. Geçen yıl bu zamanlar Zeyneple balşımıza neler geleceğinden habersiz italya seyahati yapmıştık. Vay be.
Dönem bitti. Bir sınav ve bir essayi gönderdim. Bu hafta Projeyeede son şeklini verip göndermem ve bir cevap kağıdı hazırlamam gerek.
sonra iki step kalıyor sadece. halleileceğini umuyorum.
ay sonu için heyecanlandığım şeyler var. yakaşık 10 yıldır heyecanlandığım ve vaktine esir olan bir vuslat. belki bu sefer olur? rabbi yessir vela tuasir
o iç boğan sıkıntı. gelen gelen ve yine bir yerlede bulan. hatırlatıcılar ve kaçma hissi. kimin dokunduğundan bağımsız gelen o his. upuzun bir tını gibi. aniden dökülen bir mum damlası gibi parmağa. ani, hızlı ve derin. bu derinliktir belki sızıyı bu denli amansız kılan. diyorum ya kimin dokunduğundan bağımsız bir sızı bu. ve bu aralar bu sızıyı daha da bağımsız kılan rüyalar var. ince ince işleniyor bir şeyler benliğime biliyorum.
ruhum yeni bir şeye hazırlanıyor bunu hissediyorum. bu geçişler dışardan görülebilir olmuyor, içerden uzun derin ve sancılı oluyor. çokça geçtim oradan biliyorum. ruhum yeni bir doğuma hazırlanıyor belli. bir olgunluktan yeni bir doğuma giden bir yolculuk. yeni bir yol belki bilmiyorum.
sadece bir şeylerin emanetçisi olduğum hissi çok yoğun aksediyor yüreğimde. "medenityet emanetçisi" benden önce yürüyenlerin yürüdüğü yolda olmanın bilinci. ve bu yolda yürüyeceklere yol açma gereği. bir iman meselesi. bir yolculuk. bir kayboluş, bir bulunuş. yazdıklarım, benden başkasına yabancı. yazdıklarım bu yolda yürüyendne gayrısına yabancı. yazdıklarım havf ve reca arasında kavrulmayı bilmeyene yabancı. yazdıklarım o hüzünlü tınıdakı umudu hissedemeyene yabancı. yazdıklarım bazı zamandaki bana da yabancı. yazdıklarıma kudüs aşina, yazdıklarıma, mekke, medine ve istanbul aşina. yazdıklarıma kaybolunuştan sonra bulunuş olduğuna inananlar aşina. yazdıklarıma yolumdaki kandilleri bilenler aşına.
yabancılık da aşinalık da bir süreç, bir oluş. dipdiri ve değişken.
19 Aralık
Tea House'den yazıyorum. Burası Hyunam-Dong Kitabevi'nden bir sahneyi andırıyor bana. Jungseo'nun sessizce susemilerini ördüğü köşe.
Bu aralar neyi neden ve nasıl yaptığım üzeirne çokça kafa yorarken buluyorum kendimi. Koskoca evrende "ben" ve "benim" olana ait olan şeyler salt neliğe odaklandığında zerrecik hükmünde kalıyor. Bu zerreciğe anlam ve keyfiyyet kazandıracak olan ise neyi neden ve nasıl yaptığım. Belki de usül ve makasıd.
13 Aralık
Alexander, Cococolası, persisch ve 8.15 dersi ile son vakitler 🙄 sanırım bu rutini özleyeceğim 🥹
11 Aralık
Güzel bir şarkı ya da tını hisettiğim de bunu herkesle paylaşma isteği geliyor. Sanki bu tını herkese aynı duyguları hissedecekmiş gibi. Bugün de öyle bir gün. Muhteşem bir iç sıkılmasıyla kütüphaneden eve adeta kaçtım! Farsçanın son dersini yaptık. Bu dille aramızda adını koyamadığım bir bağ var hissediyorum. "Ben iflah olmaz bir doğuluyum" derken ne de haklıymışım. Ruhumun inceldiği ve hissin vuku bulduğu yerler hep doğudan gelen seslerde buluyor kendini.
Entellektüel ve rasyonel sürecimde, yol ve yöntem öğrenmemde belki de batıya atfedilebilecek çeşitli metotların da faydasını görüyorum. Belki batı aklını "parçacı, tikel" doğu aklını ise "bütünsel, tümel" olarak değerlendirebilirim. Yani bana hisettirdiği böyle. Her ikisine de ihtiyaç var.
Allahım bana bu ilim yolunda "ne"yi öğrendiğim kadar, "nasıl ve niçin" öğrendiğime dair de derin bir idrak nasip et. Kainatın zamansal ve mekansal genişliğini düşündüğümüzde, yaptığımız şeyler "niyet ve yöntem" (usul ve makasıd) ortadan kalktığında hakikatan "zerre" hükmünde değil mi?
9 Aralık
Aklımda yapmam gereken bir sürü şeyin fikriyle koşarak evden çıktım. Etrafta ne olup bittiğiyle kafamın içindekilerle uğraştığım için pek ilgilenemiyordum. Sonra bir teyze tren beklerken yanıma oturdu, gülümsedi , selam verdi bu çikolatayı ikram etti. Ve sonra treni beklemeden gitti. Herhalde dinlenmeye gelmişti.
Ama yanımda verdiği o kısa ara bana nefes aldırdı. Sağolasın teyzoş 🌸 birilerine böyle küçük nefesler olabilmek bugünün duası olsun 🍃
8 Aralık
Dün suriyede devrim (?) oldu. Katil Esed ve avanesi resmi olarak suriyeyi terk etti ve muhtemelen rusyaya sığındı.
Dünden beri tutsaklar serbest bırakılıyor ve dünyanın çeşitli yerlerinde sevinç gösterileri yapıyor. Sevinçleri sevinçlerimiz. Duam o ki bu insanlar, kardeşlerimiz bir daha hiç üzülmez. Dünyanın hiçbir yerinde acı ve gözyaşı kalmaz.
Ancak 12 günlük süreçte realite boyutunda akla yatkın olmayan çokça şey var. Trumpın seçilmesiyle gazze gündemden peyderpey düştü. Lübnanda ateşkes (?) yapıldı. (Ateşkesten beri şerefsiz israil en az 100 kez dava tacizde bulundu) suriyede direnişçiler bir anda lrtaya çıktı. Hama halep humus şam sırasıyla aldılar, ve esed sessiz sedasız çekti gitti. Esedin düştüğü açıkça belirtilmesinin üzerinden 24 saat geçmeden israil şamı bombaladı. Türkiyede siyasetçiler ne dediklerini anlamadığım yorumlar yapıyor. Anlaşılan o ki masada bir şeyler iyi konuşulmuş. Umarım pastadan pay vâdedilenler hedeflerine ulaşamaz ve suriye halkı tam bağımsız bir birlikteliğe ulaşır.
Suriyede bulunup da eli kansız olan kimsenin olduğuna inanmıyorum. Az ya da çok bu zulmün ortakçısa olmaktan allaha sığınırım. Allah beldelerimize birlik ve huzur versin.
6 Aralık
Dünden önceki gün Kantonsschule durağında tramwaydan indiğimde nasıl ya nasıl çarşamba bugün. geçen haftaki çarşamba daha dünde gibi bir duraksama yaşadım 30 saniyelik. sonra derse gittim tabi :D işleri rutinde yapmakla robotlaşmak arasında ince bir çizgi var. robotlaşınca işler muhteşem bir ruh sıkıntısına sebep oluyor. bitimsiz huzursuzluk hissi gibi. o hasaple rutindeki işi sevmek ve mümkün mertebe heyecanlanmak, "rutini sevmek" ve "anı anlamlandurmak" önem arz ediyor benim için. Allaha şükür düşe kalka bunu öğrendim sanırım.
Sonra bugün saidayla farsça- türkçe tandeme başlamaya karar verdik. Saida c2 ben a0 ama olsun halledeceğiz :D
1 Aralık
epeydir yazmak aklımda aslında ama aklımda bir düzen oturtmaya çalışıyorum. bir de bu aralar yazma yetimin bir miktar durağanlaştığını farkettim. dönemsel olduğunu düşünüyorum. kimi zamanlar daha akışken ve içerden bir yerlerden yazabilirken kimi zamansa daha net ve sert yazıyorum. çünkü bu benim. zamansal olarak biçimlenen.
son 45- 50 günlük bir rutine girdim. girmem gerekti. 4 essay teslimi, 1 sunum, 1 sınav, 1 de cevap kağıdı hazırlamam gerekecek. 1 essay'e eklemeler yapacağım bitti sayılır. ayın 15'ine kadar 1 essay ve sunumu da tamama erdirip sınavı hayırlı ve iyi şekilde atlatmayı umuyorum. 17'sinden sonra ise 2 essay 1 cevap kağıdı kalıyor. hayırlısıyla halledderim inşallah. zaten vorlesunglar da bitince zaman daha iyi yönetilir.
bu dönem ders aldığım hocama makale konusu bulamadığımı söylediğim de: "seni heyecanlandıran ne?" diye sordu. bu soru öyle kıymetliydi ki. hayatın geri kalanı için devamlı aklımda tutacağım bir soru oldu. heyecanlarımızı zorunluluklar ile beraber götürmenin bir yolu olmaı. essay yazmak zorunluluk, heyecanlandıran bir konuda yazmak ise heyecan verici. herr Kam seni unutmayacağım.
Ve Herr Müller. Ondan da çok şey öğrendim. bana "özgüvenli" olmam gerektiğini çok samimi bir şekilde hatırlattı. wow dedim, bunun üzerine hiç bu kadar deraylı düşünmemiştim. ondan çok hoş şeyler öğrendim. işini sevmek, olduğun yeri güzelleştirmek noktasında. ve tabiki bir akademik disiplin metod ve ilim sevgisi...
geçen hafta kar yağdı, çok hoştu. peri masalı gibi. sonra dün haluk levent konseri vardı. çok iyi geldi. hamd O'na.
21 kasım
Fuat sezgin hocayala yapılan bir röportaj okumuştum bundan yaklaşık 4 yıl evvel. Ramazan ayıydı ve sahur sonrasıydı. Röportajı esra göndermişti, "okuyunca çok heyecanlandım, sen de oku" yazmıştı. Öyle yazmıştı, çünkü ben de o süreçte almanca öğrenmeye çalışıyordum, türkiye'de mastera devam ediyordum ve isviçre başta olmak üzere çeşitli yerlerlere başvuru yapıyordum. sonra çok şey değişti ve gelişti. hayalini kuraraken bile çekinceli olduğum şeyleri ve yerleri nasip etti Allah. Bu yol çok çetrefilli ve uzun göründü bazen, sonra her düştüğümde fuat sezgine döndüm.
Onunla ilgili yapılmış belgseleer, röportajlar ve kitaplar. çünkü o benim hiç görmediğim ama çok yakından hisettiğim "üstadlarımdan biriydi/biridir". bu kitapta da o düşmeler ve kalkmalardaki gücümü ve niyetimi yenilemek adına yeni motivasyonlar ve güç buldum. Rabbim fuat sezgin ve daha nice üstadın açtığı yolun kapanmasına izin vermeden, o yolu daha ileriye taşıyanlardan eylesin bizi. Yol uzun ve bazen karanlık. Ama hamdolsun ki yolumuzu aydınlatan, o yolu bizden önce yürümüş kandillerimiz/ üstadlarımız var. Rabbi zidni ilmen ve fehmen....
Uni Zürich- Asien-Orient-Institut / Kasım- 2024
18 kasım
dolunay etkisi midir, biyolojik midir, psikolojik midir bilmem ama çok ağır bir dün geçirdim. neyse ki bugün hamdolsun dobarlandım ve kütüphaneye sabitlendim. doktorayla ilgili hayaller kurarken ve birileriyle istişare ederken buluyorum kendimi bir haftadır. rabbi yessir ve la tuassir.
şimdi oryantalizm ve feminizm makalesini yazıyorum, nasipse pazara bitirmiş olurum inşallah. lütfen bitireiym allahımmmm
16 kasım
Aldım kendimi kütüphaneye götürüyorum, oryantalizm makalesine bugün başlamayı düşünüyorum. Ayın sonuna kadar dijitalleşme ve oryantalizmde belli bir yol katetmeyi umut ediyorum.
Güneşli günlerin sorunu da kapalı mekanda durmak istememem. Neyse halledeceğim. Deutsches Seminarın kütüphanesini seviyorum.
Akşama film festivaline gitme umuduyla kendimi motive edeceğim.
14 kasım
O kadar çok şey oluyor ki bazısını yazmayı unutuyorum. Geçtiğimiz iki hafta içinde, bir konsere bir sinemaya bir tiyatroya, Fransa'ya Strassburg’a gittim. Strassburg gittiğim ilk fransa şehri. bir türk festivali vardı, o sebeple yolumuz oraya düştü.
13 kasımda, Tonhalle'de "Divine Swiss Classics" konserine gittim. İki isviçreli besteci'nin (biri yaşıyor), Beethoven'ın ve Mozart'ın parçalarını dinledik. Hoştu.
iki nehrin birleştiği yer. biri Rhen nehri diğerini unuttum :)
Bredy und celine
Bu üç fotoğraf 10-11 kasımdan. Celine'lerin evi ve köyü :)
Yukarı'da sözünü ettiğim türk festivali. Yok yokdu.
Selam olsun dünyanın tüm vicdanlı insanlarına... yaşasın sevgimiz bizim.. (Strassburg)
Katedralle olan max fotom.
Zürich'in tarihi sinemalarından birinde iran filmi izledim: My favorite cake. Rejim karşıtı filmler. İzlerken hoş bir etki bıraktı. Sakindi.
Okulun tiyatro grubunun cadılar bayramı vesilesiye Irchel Tiyatrosunda sahnedikleri oyun.
13 kasım
Challengler ile dolu bir döneme girmiş bulunuyoruz. iki ay geçti iki ay kaldı. elhamdulillah boşa geçirmediğimi umuyorum günlerimi ve saatlerimi. elden geleni yap, duanı et ve tevvekül... budur formülümz.
bu ayın sonuna kadar bir essay, bir forschungsbericht yetiştirmeyi umuyorum. 1 ay sonra farsça sınavı var. sonra yazılacak iki essay daha! omg!
Hafta sonu Celine'lerdeydim. Flaach'da. Çok hoş bir hafta sonu geçirdim. Tony, Miriam, Celine ve Joel ve Oma, ich vergesse nie euch. elhamdulillah
insanların herhangi bir feedback'i salt hakaret olarak algılamasının ardında, aldığı tüm geri dönütlerin negatif olmasından kaynaklı geliştirdirdikleri kirpi dikeni olduğunu düşünüyorum. yapıcı eleştiri kültüründen uzak büyümek, kültürümüzün bir sorunu. ez ve yok et. nasipliyim ki Dominik'in "academdic nafs" olarak isimlendirdiği şey takıldığım yerlere pek uğramamış. Dominik bilgisayarının arkasına "nafs" stickeri yapıştırmış. sonra kurdum bağıntıyı, ne demek istediğini.. neler nelere kapı arılıyor!
7kasım:
iran sinemasına ait harika bir film daha izledim "söğüt ağacı" ""بيد مجنون"
filmi izlerken aklımdan şu cümle geçti durdu: "bildiğim cehennem, bilmediğim cennetten iyidir."
8 yaşından beri kör olan ir adamın 30 küsur yıl sonra tekrar görme yetisi kazanması üzerine. görmüş, görmemiş, görmüş ve tekrar görmemiş bir adam. ikinci göremediği ise birinci göremediğinden daha acı verici
olacak muhtemelen.
https://onedio.com/haber/iran-sinemasinin-buyuleyici-yonetmeni-mecid-mecidi-nin-hayati-ve-hepsi-yureginize-dokunacak-filmleri-1187490
6 kasım:
elhamdulillah dolu dolu geçiyor günlerim. madde ve mana aleminde. convert stories üzerine yoğunlaştıkça ruhumun daha da olgunlaştığını hissediyorum. hakikati keşfetmeye çalışan insanların hikayeleri bile böylesine etkiliyorsa, hakikatin kendisine yolculuk nasıldır acaba?
https://youtu.be/O5fbyEV36pU?si=hpbxCQQA2XsUqa5m
29 Ekim
kudüs olacak bir gün penceremde manzaram...
27 ekim
günler mi beni kovalıyor ben mi günleri? dün kanton zürich'de ilk semineri düzenledik.
görünmeyen bir çeteye gittiğim her yerde rastgetiren Allah'a hamdolsun. niceliğin değil, niteliğin ne olduğunu bize öğreten Allah'a hamdolsun.
Yol yürüyen içindir. Varamasam da yürümek görevimdir. İnsan, müslüman ve kadın. Yürümek için sebep arayana.
"beklemek de yorulur dostlarım" ve "geçip gitmeyi öğrendikçe bir basamak daha çıkılır."
beklersin ve gelmez ya, eyvallah dersin ve çıkarsın bir basamak daha merdiveni. sonra ne mi olur? hikayenin görüş açısı daha genişler. hiç bakmadığın yerlerden bakmaya başlarsın hikayeye. geçip gittiğin o yollar küçülür gözünde. hamdedersin yolda yürütene. sonra mı? yürünecek yeni yolların hengamesi kaplar içini. ihtimallerde boğulursun. ve dersin ki : "اِنّ۪ي ذَاهِبٌ اِلٰى رَبّ۪ي سَيَهْد۪ينِ" (saffat-99)
18 ekim
Zürich gölünün kenarında bir bankta çökmüş düşünüyorum kara kara. Hatta kapkara. “Suskunluğun bedeli, çaresizliğin diyetidir Muhammed” ezgisini başa alıp alıp dinliyorum. Sahi nice muhammedler yitirdik biz babasının kucağında kalleşçe kurşunların esiri olup cennete uçan muhammedden sonra?
Yitirdik ve yitirildik. Liderlerimizi yitirdik ve yitiriyoruz, çocukalrımızı yitiriyoruz, annelerimizi, kardeşlerimizi babalarımızı yitiriyoruz. Ve lanet olsun sadece izliyoruz. Neyin nasıl yapılacağını bilmeden, yol burasıdır yürüyüyün diyecek bir büyüğün varlığını dört gözle arayarak ama bulamayarak sadece izliyoruz. Yitiriliyoruz. Her şeyimizle. Göz yaşımızı bile yitirdik, itiraf edelim kendimize…
Sloganik cümlelerin, hamasetten öteye gidemeyen kürsü konuşmalarının ötesine geçmedik, geçemiyoruz…
Bir medeniyet hayal ediyorum Rabbim. Hakkın ve adaletin hakim olduğu. Çocukların sadece oyun oynarken dizlerinin kanadığı bir medeniyet hayal ediyorum. Bilginin bilince, tekfirin tefekküre evrildiği, iman ve amel bütünlüğünün olduğu bir medeniyet düşlüyorum.
“Meta nasrullah?”makamanındatyız Rabbim….. işit sesimizi acı bu acizlerine. Biz yetemedik kardeşlerimize. Biz sadece yitirdik ve yitiriyoruz. Himmetini ve himayeni indir üzerlerine.. esenlik ve ferahlık ver gönüllerine.. biz yapamadık Rabbim, senin ebabillerine muhtacız. Kabenin Rabbinin himmet ve nasrına hiç olmadığı kadar muhtacız. Utancımı örtecek hiçbir örtü yok, gark olduğumuz karanlıktan başka…
Rahmet olsun tim şehidlerimize… liderlerimize, çocuklarımıza, annelerimize, babalarımıza kardeşlerimize… veyl olsun kardeşleri cayır cayır yanarken sadece izleyen buruc suresinin muhatabı bizlere…
S15 ekim,
من عاشق فارسی هستم :)
13 ekim
Çalışmalara şükür arası. Locarno, Ascono, Sonogno ve Lavertezzo rotası.. italya sınırında hoş köyler. Hiking için ideal. Mostarı andıran o köprü ve altından akan nehir, ilginç mantarlar, taş evler, karanlık çöktüğünde hayalete dönen köyler, çok dilli yolculuklar, böcekler, inekler ve köpekler… iyi ki ♥️
11 ekim
Bir gün arayla pencereme yansıyanlar…
4 ekim
kütüphane'de olmayı sürdürdüğüm bir gün. kütüphanede oda değiştirdim, sağ taraftan güneş vuruyor, batmak üzere. karşımdaki camın sol tarafında köşk benzeri bir yapı var, oraya daha önce hiç gitmedim. büyülü görünüyor. gidince büyüsü bozulur mu diye düşündüğümden, gidip gitmemek de kararsızım. karşımdaki ağacın yapraklarının onda biri sararmış. bazı yaprakları da yeşil ve sarı arasında. gökyüzü ise mavimsi renginden feragat etmek istemiyor ama gri de yerini almak istiyor artık yavaştan.
sonbaharın sararan yüzü size ne anlatır? bana "illa hu" yu anlatıyor. ondan gayrisi baki değil. "yâ bâki, entel bâki" . gidicilik, ömrün son demleri hissi.
bugün trenden tramwaya yürürken bunu düşündüm. otuzlu yaşların planını yapmaya çalışıyorum ya bazı zamanlar, acaba altmışlı yaşların planını yapmak nasip olursa ne hissediyor olurum? çıkacaksın bu merdivenleri ağır ağır mı derim kendime? yoksa çıkılacak olan çıkılmıştır mı derim? ölmez de sağ kalırsak bunun cevabını bir yerlere yazarım muhtemelen.
boşluk kabul etmeyen bir yanımız var . ve o boşluğu doldurmak isteyen şeylerin "neliğini" tespit etmek çok zor. namaz ve rüyalar iyi ki var. "neliğin" idraki noktasında yol gösterici oluyorlar, ancak yinede "acabalar" ve "imkan alanı" peşimi bırakmıyor. bakalım neler olacak? hayr ve kolay olana talibim Allahım, amin.
3 Ekim
Hakkını verebildiğime inandığım, hesabını verebileceğim günler biriktirmeye çalışıyorum. Kafamı yastığa koyduğumda "bugün düne göre kendime ya da hayata kattığım artı bir değer oldu mu?" sorusuna iç rahatlığıyla cevap verebilmeyi umuyorum. "her geceyi kadir, her gördüğünü hızır bil" diye bir söz okumuştum. Biraz önce kütüphaneye geldiğimde, bugün çok farklı hissediyorum, acaba günlerden cuma mı diye çok kısa düşündüm. Sonra perşembe olduğunu fark ettim. Sonra şunu da ekledim kendimden "her günü de cuma bil!" Duanın ve amelin kıymeti, her an anlamına haizdir, inşallah.
Teslimiyeti 3 başlıkta ele alırım, uzun zamandır. -fiili dua- kavli dua -elimden geleni yaptım Ya Rabbi deme makamı! peki olmazsa? olmamasında ararım hayrı. "ben seni verdiklerin kadar aldıklarından da bilirim Rabbi" makamına erişmek bir duam.
okulun üçüncü haftası. mümkün düzen ve disiplini elimden geldiğince korumaya çalışıyorum. geçen hafta tülay ablalar geldi, sonraki gün ZW' de GAZA etkinliği vardı. Bu hafta Basel'de Demo var. Ay sonunda bir seminer planlıyoruz. Bir kaç ay sonra merkez bir kantonda konferans yapma niyetindeyiz. Cuma, Bengü ve Kübra ile yollarımı zenginleştiriyorum.
Verdiğine de aldığına da şükür...
1 ekim
Soykırımın 12 ayını doldurduk. Şaka gibi ama gerçek. Lanet olsun lanet olasıca barbarlara. Ve veyl olsun kardeşi çukurlarda yakılırken oturup izleyen seyircilere! Veyl olsun Buruc suresinin muhatabı o seyiriclere….
Kana doymayanlar lübnana, suriyeye, gazzeye, yemene aynı anda saldırıyor! 300 km kadar yakınımıza gelen bir savaştan söz ediyorum. Ve dillendirmeye dahi korktuğum şeylerden Allaha sığınıyorum.
28 eylül
doymuyor, allahın belası siyonist çete kana doymuyor. her ay yeni bir hareketin liderini hedef alıyor ve biz öylece izliyoruz. bugün de hasan nasrallahın öldürüldüğü haberini aldık. inna lillahi ve inna ileyhi raciun.
sıramızın gelmesini mi bekliyoruz? koyun psikolojisinden "kurbanlık koyun" psikolojisine geçişimiz pek de zor olmadı.
aklım almıyor ya aklım almıyor!!!! yazıp yazıp sildiğim onca cümle var. olmasından korktuğum düzinelerce şey var. ya kahhar! ya âlim ya hâkim!!! bilensin ve hükmedensin, kahreyle kahreyle!!
700 küsur tane daha bir yaşını görmemiş bebeği katleden bu siyonist çeteden bahsediyoruz. zillet bizden uzaktır, değil mi? öyleyse neredeyiz?
27 eylül
“Allah yolunda kaybolan bir şey yoktur!”
25 Eylül
Yağmurlu bir uster gecesi. bugün kendime çok güzel bir çiçek aldım. farsça çok güzel gidiyor, bu dile aşığım kesinlikle. dijitalleşme ve etik bu dönem ağırlık konularım olacak gibi. çok tatlı bir başlangıç yaptım döneme. nasip olursa haftasonu ümmünün rüyasının tecellisini göreceğiz. heyecanlıyım:)
ve tabi ki: kudüsü düşünme saatine hepiniz hoşgeldiniz......
23 Eylül:
UB- Asien Orinet: 40 günlük bir kararlılık sürecine niyet etti. Her anlamda bir tezkiye, bakalım neler olacak.. "rabbi yessir ve la tuassir rabbi temmim bilhayr"
21 Eylül
Bu sabah şöyle güzelliklere değdi gözüm: (bkz kaf,6)
18 Eylül
Dönemin üçüncü günü. Farsça dersinden çıktım. Öğrenmek için uzun zamandır heyecanlandığım bir dil. Hoca iki kelime farsça konuşunca bile kalbim pıt pıt ediyor :) yeni bir mâ-cera'ya hoşgeldim :)
8 dersim var. 4'ü Rafael'den :) inşallah hallolur hayırla, sağlıkla, kolaylıkla. "faydası olmayan ilimden sana sığınırım Rabbim" hadisi şiarımız olsun.
Yorumlar
Yorum Gönder