GÜNCE 4: Bahar Dönemi- 25. "Bu yolda kaybolan bir şey yoktur."







 Bu dönemin mottosu şu olsun: Allah yolunda boşa giden hiçbir şey yoktur.


1 Temmuz
Hayat baya ilginç. Saat 15.00 de Berlin Şehitlik Cammindeydim, şimdi ise Zürich HB’deyim.

İki sene önce bugün Berlinden Türkiyeye uçuyordum, bugün ise yine aynı günde Berlinden Züriche uçtum..
Hayatın içinde taşıdığı hikmetleri anlamak zaman gerektiriyorsa demek ki..


17 HAZİRAN
Nasıl bir coğtafya ya hu... 1 hafta içinde neler olmadı ki... Lanetli terör grubu, İrana saldırdı Cuma sabahı. yaklaşık 5 gündür bir savaş var. Dişe diş, kana kan gibi. Biraz önce Mossad karargahını vurmuşlar. 
Aksaya girişi engelliyor şerefsizler. Akıbetinin İbrahim Mescidine benzemesinden endişe ediyorum/z.
Dün march tı gaza swiss ekibinden bir grup isviçreye döndü. onları karşıladık. acı olan şu.. rafaha yürüyemediler ve bunu eneleyyen sisi hükümetiydi. mursiden sisye giden süreci düşündüğümde ve halihazırda coğrafyamın halini mevcut 15 yılda peyderpey nasıl kaybolduğumuzu görüyorum.
bu gidiş nereyenin cevabını bilen var mı?



8 HAZİRAN
Mevcut soykırımı doğrudan ya da dolaylı olarak bilinçli şekilde destek olan kim varsa onlarla son nefesime kadar kalben, fiilen yahut lisanen buğz halinde olacağım! Adımın onlarla bir yazılmasından Allaha sığınırım.
Dilerim ki adım çabalayanlarla, yolda olanlarla, gücü nisbetince direnenlerle birlikte yazılsın. Çünkü çok güzel direnenler var. mayıs ayında Gazzeye gştmek üzere yola çıkan bir filoyu vurmuştu şerefsizler. Şimdi bir diğeri çıktı yola yaklaşık 1 hafta önce. İsmi Madleen. Gazzeli ilk kadın balıkçının ismi verilmiş. 12 kişilik kocamn bir mürettebat. Allahumme barik. Allahumme ehsınna bi hezihi nımetin azizetin. 

12 haziran da MARCH TO GAZA ekibi yola çıakcak. 15 haziranda kahirden yürünmeye başlamacak. yaklaşık 1 haftalık bir rota düşünülüyor.

Yola çıkanları izlemek dahi huzur veriyor. Peki ya yola çık(a) mayan bizler, yani geride kalanlar. Hz. Musaya israiloğullarının dediği gibi "sen ve Rabbin gidin savaşın!" mı diyoruz... Allah'dan korkanlar bizler değil miydik?


3 Haziran
“ Her küp içindekini sızdırır” demiş büyükler. Kalpte ne varsa dile de o yansıyor hasıl kelam. Bir manzara karşısında ya da bir olayın yahut bir kaç kelimenin… tepkiler farklı oluyor. Sonra düşündüm biraz ve anladım ki, mesele ne doğrudan o olayla ne de o kelimeyle ilgili. Mesele o kelimeyi,  o olayı idrak eden zihin ve hisseden kalbin haliyle ilişkili. Seni çokça heyecanlandıran ve huzurlu hissettiren şeyler, bir başkası için “eğlence” konusu olabiliyor ise, bu muhtemeldirki kalbin hissedemeyişi ile ilgilidir.

“Kalbi cilalamak gerek” demişti bir abi. Kalbin cilası olan zikri çokça anmak gerek.


2 haziran
DİKKAT DİKKAT!

"tam yaşayacaktım ama dikkatim dağıldı" "zamanı kovalamak değil, kıymetini bilmek" "ibnul vakt olmak" "geçmişin vehmi ve geleceğin telaşıarasında debelenirken şimdiyi unutmak" "teslimiyet" "iman"

epeyce çağrışım yaparım bu bağlamda muhtemelen, bir yerde durmak en iyisi. "dikkatimin ne çok taliplisi var" farkındalığını yaşıyorum bir kaç aydır. ne çok şey beni benden uzaklaştırıyor. yüzleşmeye kaçındığım şeyler için ne çok ağrı kesici var. belki yüzleşsem kökten çözülecek nice sorun (?) ile sadce anlık ağrı kesiciler yoluyla mücadele ediyor gibiyim.

fark ettim evet farkındalık iyidir. peki ya eylem? yıllardır üzerine düşündüğüm ve beni kucaklayan yol metaforu burada yime buluyor beni. adım adım yolda olarak, fark ettiklerimi adım adım yaşamıma yedirerek.  hurra mantığıyla alınmış baba kararların sürdürülemediğine kendi yaşamımda şahit oldum. çünkü motivasyonum eksik ve yanlıştı bu kararlarda. "değer yüklü hedef eksikliği" tanısı koydum bu hurracı eğilimlere. adım adım gidilir halbuki yol. bunu bilirim. ah bilmek, ne zor seni anlamak. bilmenin tek başına yetmeyeceğini "bilmeme" rağmen, bilgilerin teselsülünün büyüsünde kaybolmuş gibi oluyorum kimi zaman. biliyorum? neyi? bilmenin yetmediğini? ee o zaman? bir şeyler yapmalı? bilmeyi eylemle mezc etmeliyim ki bir aksi olsun bilginin. sanırım zor geliyor ki, bu aşamayaa geçmek zorluyor.

dikkat taliplerine hayır demek "bin talip olur dikkate biri alır" gibi bir mizansen geliştirmek belki de. 10 saniyeye indirilen dikkat yoğunluğumuzu 1 dakikaya çıkarmak, sonra 5 dakikaya sonra yarım saate. bunun içi istikrarlı adım adım yürünen bir yol inşa etmek birincil görevim olsun inşallah.

yarın "telefonsuz bir gün" deneyi yapacağım. her şeyi dijitalleştiren ben, bakalım neler yaşauacağım.

bu arada ders dönemi bitti. iki ödev kaldı . birini berline gitmeden önce, diğerini ise dönünce yapacağım inşallah.
kurban bayramı geliyor,  sanırım aileden ayrı 3. kurban bayramı! bu da bir deneyim, iyidir güzeldir.

kahrolsun kahrolasıcalar.. free palestine! 


24 mayıs
Koşmalar ve debelenmeler arasında nefes almalar. Bugün türkiyeden gelen arkadaşlar ile darqawi tarikatının hikingine katıldım. Renkelrimiz ne hoş yâ hû 🌸🌸

Aminah, Abdallah, Fatima Julia, Salar, Ahlam, Shaenaz, Sema, Şevval ♥️♥️










13 Mayıs
Sessizlik susturulabilir mi? 

                                         

12 mayıs
Aynı hedef doğrultusunda yürüdüğü insanlar olduğunu bazen hissetmek gerekiyormuş. Bugün bunu hissettim.







4 Mayıs
Münih- Zürih otobüsündeyim. Herhalde yaklaşık bir saat içerisinde Zürih'e gelmiş oluruz. 3-4 günlük güzzel bir tatil yaptık kızlarla. Münih ve Salzburg. Hallstatt'a da gittik. Uzun zamandır listemde olan bir yerdi.
Zermatt da hisettiğimi orada da hisettim. Turistik yerler beni boğuyor, her ne kadar yaradan güzel yaratmış olsa da, manzara da tefekkür edebileceğim bir ortam olmadıktan sonra ben o yerle bir bap kuramıyorum. Yalnızca hız ve hazzın bir uzantısı olarak görülen turistik kültürün bir uzantısını hissetmek veya bazen bilerek veya bilmeyerek bir parçası olmak beni boğuyor. Gittiğim yerlerde seyreyeleybilmeyi, fikreyleyebilmeyi ve düşünce dünyamı renklendirmeyi yeni açılımlar yapmayı umut ediyorum hep.

Diğer türlü heybeme kalan ne olaki?

Bir de şunu anladım, ben Zürichi hakikaten çok seiyorum. Ruhumun yurtlarından biri sanırım Zürich. Sonra şuna kâni oldum o vehminin altında ezildiğim gelecekle ilgili ya İsviçre  ya da hiçbiri. İşler biraz kolaylasın yazın çeşitli görüşmeleri ypatıktan sonra bir karar vereceğim inşallah. Ya kalış ve devam, ya dönüş ve uzaktan devam yahut tam dönüş.

Allahım bulunduğum yeri de yürüdüğüm yolu da , rızan doğrultusunda şekillendirmem de bana yardım et. Hayatım ve Ölümüm Alemlerin Rabbi Allah içindir şuurunu bir çmür idrak eylemeyi nasip eyle. 
30 nisan
yine her şey çok hızlı ve ben savruğum. Yetişmesi gereknler,ruhi ve bedeni sancılar, nefsi anlama ve yaşama ikilemleri arsında yaşıyorum . YA DA CANLI KALIYORUM. İlginç. Dışarya gelen bahara rağmen içime çöken kara kış neden?
19 Nisan
Disentis’de kampdayız. KGT grubuyla. Ya hu ben hayatın bu güzellikleri karşısında şükrümü ifade etmekten acizim.
“Burası dünya burada her şey eksik kalır” ile “Rabbim sen çok büyüksün” arasında bir ruh hali










7 NİSAN
GAZZE'DE İNSANLAR CAYIR CAYIR YAKILIYOR!!!!!
KELİMESİZLİK.... AFFFFF........
5 Nisan
Bugün hava çok güzel, sabah çok hoş bir yürüyüş yaptım. Flohmarkta gittim şimdiye Tee Housa’ da ders çalışıyorum.





gazzeye saldırılar hiç olmadığı kadar çok artttı. Lanet olasıcaların saldırıları sonucunda, gazzelilerin naaşlarının bulutlara fırladığı videolar izledim.  Nasıl izledim ve hala kendimdeyim bilmiyorum??? Kıyametin kopmasını istemenin hükmü nedir ?
2 Nisan
Bayram dün resmi olarak bitti. Hayatımın açık ara en sosyol bayramlarıydan biriydi. Evde kızlarla iftar, bayram anmazı, sümeyyeler, ümmü ablalar, esin teyze, aladdin amca, sevdeler, hatice teyz ve dilara.

Hepsi için öylesine şükür doluum ki.
Razaman akşamlarım çok güzel geçti. Wetzikon, Olten, Uster, Volketswill, Dietikon, Wil, Aargau (tablo) SIG Zentrum, MSAZ şimdilik aklıma gelenler. 

Çok güzel renklerle tanıştım. Sınırlarımı öğrendim. Plansız olunca nasıl olacak dedim. Yine olmadı. İnşallah razı gitmişsindir Ramazan. Haddimi aşmış olma fikri beni ürkütüyor. Umarım razısıdnır.
Şimdiyse Asien Orient'de işimizin başındayız. Uzun bir zaman sonra konsantre şekilde çalışma girişimi olacak.



Nasıl çalışmadıysam kronometre 258 saattir açık kalmış. Heralde sonra kendi kendine kapandı :D Allahım cümle isteyene akıl ver.

Farsçaya da ara verdim. Okumalara da. Bu fikirlerden hoşlanmadım. Neyse yeteri kadar yergi yaptığımıza göre, vira Bismillah sümeyyecim.

Ay bir de inşallah bahar geldi.

Bir de kahrolsun kahrolasıcalar . VE YAŞASIN DİRENİŞİMİZ! 

18 Mart
Allahın belası lanet siyonistler dün gece biz sıcak yataklarımızdayken sahr vaktinde gazzeye tekrar saldırdı. 3oo küsur şehit verdik bir gecede. benim aklım fikrim almıyor. nasıl ya nasıl. istedikleri gibi canları istediğinde nasıl...... nasıl bir avuç gözü dönmüşşerefsizin önüne geçilmiyor!!!
!
Enough is enough!
17 Mart
Part 2
Bugün msa iftarına gittim. Bir pakistanlı, iki iranlı, bir bosnalı, bir isviçreliden oluşan şampiyonlar ligi gibi bir masam vardı. 


Part 1

Farsça neyseki güzel dil. Yoksa adını vermek istemediğim katılımcının saçmalıkları haddini epeydir aştı. Bir zümre var. Bunların öyle sınırı, zemini, rengi, cinsi, ırkı yok. Kafalarında aşamadıkları bir paradigma var. Dillendiremedikleri bir "nefret" paradigması. Bu nefreti ise değerlere küfrederek açığa çıkarmayı maharet biliyorlar.

Bakınız zerre kadar umrumuzda değilsiniz. Bakınız siz hakikaten bir şey ifade etmiyorsunuz. Bakınız siz cümrüm kadar yer yakmazsınız.

Bunun en iyi hal dilimle anlattığımı düşünüyorum. Kudurabilirsiniz.

15 Mart


Bugün Zürichdeki demoda tülay ablanın emaneti olan karpuz ile olay olay bi aktion gerçekleştirdik. Ne hoş ne anlamlı ne dolu ne yürekten ne hakiki insanlar … 

Sonra bu ramazan artık bir bağımlılık halini almaya başlayan albanien moschee ziyaretimi gerçekleştirdim. Haha. Haftanın yarısı arnavutlarlayım 😅 büyük konuşma sümeyyecim. Aferin. Ya hakkaten ben ümmetin renklerine bayılıyorum arkadaşlar. Bir çeşit passion diyebiliriz. Diyin hatta. 

Dün de şehbal zürichin iftarı vardı. Dietikonda. O da çok güzeldi. Bir sürü bir sürü güzel kızla tanıştım. Hepsinin kalbinden öpüyorum.

Rabije dedi ki bu akşam; “zikir dilde olanın kalpte olan birleşmesi”. Soracaktım sormadım. Kalpteki ile dildekinin birliğine nasıl kani olacağız?

Kafam çok dolu. Ama şükür dolu. Ya ben ramazanın bereketinin de hastasıyım.

Şimdi  S 12’deyim. Korkunç bir cumartesi akşamı deneyimi oluyor. Zürili ergenler. Ve masum usterli ben. ;)



(Bu fotiyi yanlışlıkla çekmişim, ve sevdim)


12 Mart




Bugün Wil’de Arnavut müslümanların camisindeydim. Rabijenin daveti ile. Kuran ziyafeti, iftar ve teravih.
Konuşulanların ekseriyetini anlamasam da derin bir düşe daldım. Ve şükre ve hayrete.

İslamın batıda ulaştığı en son toprak parçasındalar. Bazıları müslüman olmuş bazısı olmamış. Kendi içlerinde islamla güzelleşmişler.

Bazısı bana türkçe reaksyion verdi. Özellikle medresede okuyanlar. Nedenini sorduğumda medreselerin yapımında türkiyenin çok emeği geçti, bir çeşit minnet diye açıkladılar.

Çoğunu türklere benzetiyorum, fenotip olarak. Kendilerine de söyledim. Gülüştük :)

İslamın farklı renklerini keşfetmeye bayılıyorum. Bir çeşit tutku.

Ha bir de “zulüm bizdense ben bizden değilim!”(suriyeye binaen)
3 Mart
Ramazanın 3. Günü bitti. Ramazanda okula gittiğim ilk gündü. İkinci dersi sonuna doğru ciddi bir baş ağrısı başladı vs.
Bir şekilde kendimi eve attım, neyse gün bitti. Sonra düşündüm,  oruçlu- oruçsuz içinde bulunduğum nimete erişemeyen binlerce insan olduğunu. Mesela Gazze'de. Aç susuz geçirilen günleri. Açlıktan olan kardeşlerimizi. Ve ben 12 saatlik orucun yoruculuğundan bahsediyorum.

Yanlış anlaşılmasın, elbette oruucun her nefse ayrı ayrı nasihati vardır. İbadeti yahut kişileri küçümsemek değil niyetim.  Ancak bu durumda kendi nefsime çıkardığım pay büyük oldu. Bir ibadet mahiyetiyle sürdürdüğümüz bu kısıtlı oruç halini, bir yaşam biçimi, bir direniş, küllü bir ibadet haline getiren insanlar var. Ve biz bu insanlarla aynı dünyada aynı zamanda yaşıyoruz. Diğer taraftan düşündüm..... burada zikretmek istemediğim insan ikilemlerini.

Başkasına bir şey demeden kendi nefesime demeliyim. Ondan suskunluğum.

26 Şubat Çarşamba
Bu sabah kedime bir düzen vermeliyim, firiyle uyandım. Ramazan is coming ama ben ne yapıyorum acaba. Vaktim yok demek istemiyorum ama sürekli dikkatim yok. Farklı işlere aynı derece fokuslanmak sanırım mümkün değil.

Neyse halledicez. 

Farsça sınıfında bir kankim var. Kod adı C. L. :D 60 yaşında. Geçen  ona master tezimi  convertler üzerine yazacağımı söylediğimde "aa benim kız kardeşim de müslüman yaklaşık 20 sene önce müslüman oldu, istersen onunla da röportaj yap" dedi. Önce bi A4 kağıda benim numaramı  kendisi için yazdı,  sonra diğer A4 kağıdına kendi numarasını benim için yazdı. Eğer hemen röportaj yapman gerekirse bana ulaş dedi. ( Haftada iki kere zaten derste görüşüyoruz:D)  Neyse biraz konuştuk ettik, ayrıldı.

Bugün yanıma geldi tekrar, diyor "kardeşimin ruh hali dün pek iyi değildi, ama yine de röportaj yapmayı kabul etti. Kardeşim entereasan bi insan, onu çok anlamıyorum.Belki sen anlarsın :D" sonra devam ediyor: "bence o yeteri kadar iyi bi müslüman da değil (amcanın kendisi müslüman değil ama), onun müslüman olduğuna hacca gidince ikna oldum. Çünkü hacca gitmek zor iş" Sonra soruyor; "mekkeye gitmeye Hac deniyor di mi?" :D Biraz konuştuk hac mı umre mi emin olamadı ama kardeşinin en iyi müslüman versiyonun Mekke'ye gittiğinde olduğuna dair bi ısrarı var.
Sonra telefonunu getirdi. Diyor buradan kardeşimin adını bulabilir misin? Neyse kardeşinin numarasını bulduk telefonuma kaydettim. 
Giderken tekrar diyor; "bence kardeşim yeteri kadar iyi bir müslüman değil ama yine de şansını dene!"

Dedim nerede olursan olsun, yaşı kaç olursa olsun abiler demek kız kardeşlerini bir şekilde zorbalayacak bir konu buluyor :D

24 Şubat Pazartesi

Kütüphanede yerimi aldım.  Dönemin 2.  Haftası.

Aldante operası arka planda çalıyor. Bugün iki ders farsça vardı. Geçen dönem aynı sınıfta olduklarımızla bu dönem kanki oluyoruz. İçlerinde 60 yaşında bir amca da var :D Master tezimi yazmaya başlayacağımı söyledim... "meine Schwester ist auch konvertiertin" dedi... :D Dedim really, dedi valla öyle sizi tanıştırayım. 

Sonra dedim kendi kendime, beş gün önce interview partnerim yok diye üzülürken bak Allah karşına neler çıkardı. Iman Zentrum'da tanıştığım Sonja Schwester cığımda olumlu döndü.

Bu dönem bol tez gündemli olacak gibi.... ayy daha da güzeli (inş hep güzel kalır) Dominik, tez danışmanım olmayı kabul etti. Ben hikayemin güzelliği karşısında yeteri kadar şükredebiliyorumdur umarım.

Neyse ki Ramazan geliyor. Bol bol şükretmeye vaktimiz olacak ömrümüz var ise.


23 Şubat 2025

"Şehadet bir çağrıdır tüm nesillere ve çağlara" diyen ve 23 Şubat 1979'da bir cuma günü şehadete yürüyen Metin Yüksel'in şehadet yıldönümü bugün. Henüz 21 yaşındayken. Allah yolunda boşa giden hiçbir şey hakkaten yok. Adımları onu şehadete götürdü. Onun şehadeti ise, bugünkü Sümeyyenin varoluş mücadelesinin ilk tohumlarını atmasında çokça belirleyiciydi.

Dönemin ikinci haftasına giriyoruz, bir hafta sonra ise Ramazan. Neye ne kadar hazırım? Emin değilim.

Dün elhamdulilah Tülay ablanın katılımıyla maddi ve manevi anlamda bereketli bir program gerçekleştidik. Topraklarımızın hür ve aziz olduğu günlere erişmek duasıyla.

Yorumlar